23 Kasım 2007 Cuma

vazgeçebilme

23.11.07 / cuma

Ne kadar kessemde izlemeyi, hala ilgi bekliyorum ondan… alevlenmeyi bekleyen bir ateş gibi saklıyorum onu…
Başka bir kıza yakınlaşıyor şimdi, belki sadece arkadaştırlar bilmiyorum… sadece yakınlaşmalarını gözlüyorum… ama yunus onu sevmiyor, yani aşık değil sadece hoşlanmıştır belki… öyle bir yakınlaşma işte…
Vazgeçebilmeliyim artık…

hayalimdeki

20.11.07 / salı

Bir aldırmazlık zırhına büründüm, her şey farklılığını yitirdikçe bende ilgimi kaybetmeye başladım…
Oysa geri dönmem için yapması gerken tek şey belirgin bir işaret…
Ondan umudumu kesmek üzereyim… hayalimdeki tek taraflı bir aşk değil…

kurgu

18.11.07 / pazar

Şimdi gördüklerime mi inanayım, duyduklarıma mı?
-Çağdaş benim için mi arkamıza oturdu, diye sordum… yanımdaki kızla iyi anlaştığını söyledi gökçe.
Yoksa dedim… tüm düşündüklerimi ben mi kurguladım… belki de öyledir, benim uydurmamdır, ben yanlış yorumlamışımdır…
Öyleyse beklemeye devam edicem…

orda

16.11.07 / cuma

Bugün sırf o kantinde diye bir saat daha oturdum, gökçeler gittiği halde… hiçbir şey olmadı tabi…
Ama kantine ilk girdiğimizde, bakışlarını üzerimde hissettiğimde, gülümsedim ona gözlerimi kapatarak, yüzüne tekrar bakamadım, çantamdan bir şeyler alıyormuş gibi yaptım.
Çağdaş’la da hç karşılaşmadım, umarım benden vazgeçmemiştir. Onu da istiyorum aslında, sanırım biraz uğraşmam gerekecek… her ikisi içinde…

17 Kasım 2007 Cumartesi

bu oyunu iki kişilik yapmak

Şimdi önümde iki seçenek var.
Ya sevmeğe karar verdiğimin beni sevmesini beklerim…
Ya da beni sevmeye karar vereni sevmeye çalışırım…

Öyle iyi anlıyorum ki beni seveni, bana yakın olmak için yaptığı ufak oyunları… çünkü bende benzerlerini yunus için yapıyorum… onun olduğu yerde bulunmaya çalışıyorum onu tanımaya çalışıyorum, beni fark etmesini, sevmesini istiyorum…
Yunus benim için ne konumdaysa bende çağdaş için aynı konumdayım… ikimizde bekliyoruz, hissedici bir karşılık beklediğimiz, bu oyunu iki kişilik yapacak bir işaret beklediğimiz…
Ve şimdi herkesin sahip olamayacağı seçenekler var elimde… sevmek mi istediğim, sevilmek mi… karar verecek olan benim…
Ve neredeyse sevilmeyi seçmek üzereyim ama sevmekten de vazgeçemiyorum… sevilmeyi seçersem bunu kendime nasıl açıklarım diye düşündüm… Çağatay geldi aklıma, iki kız arasında gidip gelmelerini grafik şeklinde anlatışı… benimki de onun gibi bir şey işte…
Şimdi hayal krallığımı iki kişi paylaşıyor… diğer tüm yüzler neredeyse silindi… kut sistemiyle yönetmeliyim belki, böylesi şimdilik daha kolay…
Çağdaş’a umut kırıntıları bırakıp, yunus’u izlemeye devam edicem…

15 Kasım 2007 Perşembe

dvm

Ufak kızlar gibi hissediyorum kendimi… hani şu sevgililerine şiir defteri düzen, günlük bitiren lise kızları gibi… gerçi beni liseyi bitireli bir yıl bile olmadı henüz ama hiç öyle bir kız olmamıştım… şimdi olmuş da sayılmam hani…
Belki hayatımda ilk kez birini sevmek istedim; seçmek, uğraşmak ve sevilmek ama o kadar cesaretim olmadığını fark ettim… sadece izleyebiliyorum seni, bazen göz göze geliyoruz, en azından beni fark etmeni sağladım bakışlarımla…
Hatta bugün konuştuk bile, hadi bir şeyler söyledik diyelim, birkaç kelime, öylesine ama yinede seni daha yakından tanımak hoşuma gidiyor ve tanıdıkça daha da genişliyor hayallerimdeki krallığın…
Merak ediyorum neden artık çalışmak için kantini seçtiğini, keşke sebebi ben olsam…
Bir de aslında benziyoruz birbirimize… sende kendimi gördüm bugün anlık söz ve hareketlerinde…

14 Kasım 2007 Çarşamba

azsın!!?

o kadar azsın ki içimde,
hayallerimi
dolduramıyorsun...

oysa ben
hayal krallığımın tacını
sana vermiştim...